ZİFİN-KUMAR SAFARİ 2011
Yaşamı ıskalamamak için, '80 lerde, her yıl yeni bir yer görmeye karar vermiştik. Olanaklarımız el verdiğince. Bir yıl Akdeniz, bir yıl Karadeniz gezisi yapacaktık. İlk gezimizi Akdeniz'e yaptık. Ailecek. Bir gün tarihi yerler, bir gün deniz keyfi mantığıyla. Kaş'dan Alanya'ya dek gittik. Muhteşemdi.
Ertesi yıl, Karadeniz’e gittik. Çadırlı kamp yaptık. Yöreyi çoluk çocuk günübirlik gezilerle tanıdık. Doğu Karadeniz demek, eşsiz güzellik, doğal sevgi dolu insanlar, özgürlük, macera, yağmur, sis, soğuk, mıhlama, kuymak, mezgit, tereyağ, yufka tatlısı, sütlaç…demek.
Tadı damağımızda kaldı. Herkese ballandıra ballandıra anlattık: Nasıl dere kenarında kamp kurduk, neler pişirdik, nasıl derelerde kap kacak yıkadık, saatlerce nasıl yürüdük, yorulduk vs.
Ertesi yılı iple çeker olduk. Akdeniz'i unuttuk. Hep Doğu Karadeniz'e gittik. 1970 lerden buyana gidiyoruz, doymadık, doyamayacağız da.
Önce kıyılarını keşfettik, sonra orman içlerini, sonra yaylalarını, dağlarını, göllerini,şealerini, buzullarını, çiçeklerini, ağaçlarını, kelebeklerini, hayvanlarını…
Alp’lerde, And dağlarında, Himalayalar’da olmaktan farksız.
Üstelik kendi ülkemiz, kendi insanımız.
Bunca yıl sonra geriye baktığımda, yaşamıma anlam katan an’ların buralarda geçirdiğim zamanlar olduğunu görüyorum. Doğu Karadeniz gezilerinin sayısını arttırdık: Haydi ilkbaharını görelim, haydi sonbaharını, haydi kışını derken aklımız hep oralarda...
Orman altı bitki örtüsü : Kumar ve Zifin çiçekleri |
Son yıllarda, Doğu Karadenizlilerin deyişiyle, zifin (sarı ağu, rhodedendron luteum) ve kumar (orman gülü, rhododendron ponticum) ağaçlarının açtığı günlerde dağlarda olmaya merak saldık.
Bu dönemi kaçırdığım yıllara acıyorum şimdi …
Mayıs ortası ile Haziran ortası arasında açıyor bu çiçekler. O yılın hava koşullarına, yağmur ve güneş durumuna göre. ‘Doğa dediğin böyle olur’ der gibi.
Ülkemizi çirkinleştiren bir milletiz. Bu konuda üstümüze yok. Nerede 70’lerin (ki daha öncesi bir efsane gibi anlatılıyor) Doğu Karadeniz’i ?? Giderek çirkinleştiriliyor. Biz, bu yıkımdan, güzel anılar kaçıranlarız.
Kampımız |
İlk gün kampımızı kuruyoruz. Herkes öylesine uzmanlaşmış ki, herşey bir çırpıda yoluna giriyor, çadırlar kuruluyor, yağmur tentesi geriliyor, kamp ateşi yakılıveriyor.
Kamp ateşimizde kızartılan ekmekler, teneke içinde nar gibi kızartılan tavuklar, enfes kuymaklı, ballı kahvaltılar normal ölçülerimizin çok üzerinde tüketiliyorlar, koyu sohbetler sırasında. . .
akşam yemeği için hazırlık |
Üzerine teneke geçirdiğimiz tavuklar pişiriliyor |
Ve teneke içinde kızartılmış tavuklar |
Kamp yaşamını zevk edinmiş küçük grubumuzla çevreye geziler, yürüyüşler, düzenliyor, fotoğraf çekerek o an’ları ölümsüzleştirmek istiyoruz…
Kumar çiçekleri ve tomurcukları |
Bir anda sis içinde kaldığımız orman yolu |
Dertler, tasalar, iş, güç, sorumluluklar bir süreliğine de olsa çook gerilerde bırakılıyor.
Güzellikler, sis, yağmur, güneş, coşkun akan dereler, lezzetli dağ suları, çiçekler, çiçekler, çiçekler, dostluk, mutluluk, yağmur sesi, gök gürültüsü, kuş sesleri, huzur yanı başımızda.
Orman zonu bitiminde zifin çiçekleri ve dağlar |
zifin çiçeği |
yağmur sonrası su damlalrı güzel görüntüler oluşturuyor |
Zifin zamanı Doğu Karadeniz |
Yol boyu kumar ağaçları sanki ellerini uzatmış size bu enfes çiçekleri sunuyorlar |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder